BURDUR MEVLEVİHANESİ
1901’ de Burdur’da
bulunan Mehmet Ali Mevlevihanesi tamir edilir (Bu Mevlevihane Ulucami’den çay
yoluna inen yokuşta, şimdiki İstiklal
Caddesi üzerinde yokuştan hemen 10-15 metre inince sağdaydı).
29.1.1917’de Burdur’da depremde yıkılan Mevlevihane’nin tamiri için para
ayrıldı.
Dr. Mehmet Şerif Korkut hatıralarında Burdur
Mevlevihanesi’nden aldığı tavsiye mektubuyla
Konya İdadisine girebildiğini belirtir.
Dr. Mehmet Şerif Korkut,’^’ Tanıdıklarım, hayattan
Çizgiler’’ isimli kitabında ( Ötüken Neşriyat)
Mevlevihane hakkında şunları yazmıştır:
‘Şu karşıdaki saat kulesinin biraz ötesinde Mevlana yokuşu başlar. Bu
yokuşun sokağı da Mevlana sokağıdır. Yokuş biraz dikçedir de onun için araba
inemez. Hatta at üstünde de gidilemez, atı yedeğe almak gerekir. Sekiz on adım
aşağıda ve sağda Mevlana
(Mevlevihane) binası bulunur. Buraya
da Burdur ağzınca, kısaltılmış olarak
Mevlana derler. Sokağın ve yokuşun
adları da Mevlevihane’den galat olarak
Mevlana’dır. Mevlana’nın yani Mevlevihane’nin baş dervişi, senin
(yazar kendini belirtiyor) deden, 78 yaşında rahmete kavuşmuş Hasip dede idi. Doğu dillerinde, bilgin ve faziletli bir zat
olarak tanınan Hasip dede aynı zamanda büyük bir musiki üstadı idi. Onun
içindir ki çocukluğumda kendisine
hürmetimi çekmiş olan bu zatı baba dostu
oluşundan dolayı da hayatını takip etmek ve tanımak zevkini ayrıca duydum.’’ 8 Mevlana Yokuşunda (bu
yokuşun şimdiki adı İstiklal Caddesidir ve Ulucami’den çay yoluna inen, Aykon
(şimdi adı Oskar) Sineması yokuşuna
paralel sokaktır) bulunan Mevlihane’de bulunan Neyzen Hasip Dede 15 yıl kadar
Burdur’da kalmış ve alaturka musikinin notasını ve usulünü Burdur’a ilk defa
getirmiştir, 9 Yazarın notu).
KAYNAK: METİN ÖZATA, İLKÇAĞLARDAN
KURTULUŞ SAVAŞINA BURDUR TARİHİ, Umay yayınları, 2009
Sadık
Akdemir ise 1. Burdur Sempozyumunda ‘’Osmanlı
Arşiv Belgeleri Işığında Burdur’daki Vakıf Hizmetleri’’ isimli bildirisinde
Burdur Mevlevihanesi ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir:
‘’Ulu Cami’nin
kıble tarafına düşen ve biraz daha aşağı kısmında yer alan Mevlevîhâne’den günümüze hiçbir eser kalmamıştır. Tamamen yıkılıp
yok olmuştur. 1800 yılında
Mevlevî Tekkesi şeyhi Hacı Ali Efendi dersaâdete yazmış olduğu bir arzda, mevlevîhânenin kayıtlı herhangi bir geliri olmadığından dervişlerin geçimlerini sağlayabilmeleri için Alanya Gümrüğü ve cizye gelirlerinden tekkeye para aktarılmasını talep etmiştir.
Bunun üzerine 1801 yılından geçerli olmak üzere Alanya Gümrüğü’nden 18 sağ akçe tahsis
edilmesi sağlanmıştır.
1855 tarihli bir kayıtta da mevlevîhânenin taâmiyesinin artırılması ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Mevlevî tekkesine gelip giden fakir,
fukara ve dervişlerin yiyip içmeleri için taâmiye ismiyle mevlevîhâneye
150
guruş para tahsis edilmişti. Ancak zamanla bu para yetmediği
için Postnişin Şeyh Mehmed Efendi
Meclis-i Vâlâ’ya bir tezkire sunarak taâmiyenin 450 guruş daha artırılarak 600 guruşa çıkarılmasını talep etmiştir. Burdur Mevlevîhânesi’nin taâmiyesine 450 guruş zam yapıldıktan bir müddet sonra, evkaf idaresince taâmiyeler üzerine tenzilata gidilmiştir. Bu mevlevîhânenin tenzilatı da sehven 300 guruşa düşürülmüştür. 1894 tarihinde de bu işlemi
düzeltilerek yeniden 450 guruşa
çıkarılması arz ve talep
edilmiştir.
1857 tarihinde de Mevlevîhânenin eskiyen, yıkılan ve harap olan kısımlarını tamir için 12000 guruş masraf tespit edilmiştir. Ayrıca Şeyh Kalender Efendi’ye de Mevlevîhâne yanına harem dairesi
yapılması öngörülmüş, bunun
için de 3500 guruşa ihtiyaç olduğu
belirtilmiştir.
Mevlevîhâne ile ilgili son belgemizde şu bilgiler yer almaktadır; 1914 depreminde burası tamamen yıkılıp harap olmuştur. O sıralarda Şam’da gönüllü Mevlevî Taburu’nda görevli bulunan Burdur Mevlevi Şeyhi Fehmi Dede Efendi
dergâhın, selamlığın ve harem dairesinin yeniden inşa edilebilmesi için 200000 guruşa ihtiyaç olduğu ve bu paranın hazinece karşılanmasını istirham etmiştir. Ayrıca Burdur Sancağı Meclis İdaresi’nce de gerekli harita ve keşif varakasının gönderildiği belirtilmiştir. Yine elimizdeki bu vesikaya
göre Burdur Mevlevîhânesi,
Padişah Abdülmecid’in hayrât-ı seniyyeleri olarak tabir edilmektedir.’’
İlk postnişin Mehmet Fedayi Dede (1492-1577)
Mevlevihaneyi yaptırır. Son postnişin Şeyh Fehmi Dede (1879-1916)
Sebahattin Akkaya (Burdur Belediyesi Eski Başkanı) : Mevlevihane
16.YY. ın ortalarına doğru Mehmet Fedayi Dede tarafından yaptırılmıştır.Yanan
bu Mevlevihane 1592 de tekrar imar edilmiştir. Yönetimlerce gelirler aktarılan
bu Mevlevihane uzun yıllar faaliyetine devam etmiştir. 1914 Depreminde tamamen
yıkılmış, 1916 yılında Burdur Sancağı Meclisince plan ve projesi yaptırılarak
hazineden yardım talebinde bulunulmuştur. Ancak harp ve ekonomik nedenlerden
dolayı proje gerçekleştirilememiştir.
Mescid,haremlik,selamlık,dergah,abdesthane,mutfak ve bahçe gibi bölümleri
bulunan bu proje Sadaret evraklarından olup bugün Başbakanlık arşivleri
arasındadır.(Proje alt yola kadar kapsamlı)
Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla harabe halindeki Mevlevihane arsa olarak satılmıştır. Üzerine yapılan ev ve fırının yanmasıyla tekrar ören haline dönüşmüştür. Belediye olarak sahiplerinin görüşünü alarak bir düzenleme yapmış bulunuyoruz.
Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla harabe halindeki Mevlevihane arsa olarak satılmıştır. Üzerine yapılan ev ve fırının yanmasıyla tekrar ören haline dönüşmüştür. Belediye olarak sahiplerinin görüşünü alarak bir düzenleme yapmış bulunuyoruz.