29 Ekim 2014 Çarşamba

BURDUR MEVLEVİHANESİ




BURDUR MEVLEVİHANESİ
1901’ de Burdur’da bulunan Mehmet Ali Mevlevihanesi tamir edilir (Bu Mevlevihane Ulucami’den çay yoluna inen  yokuşta, şimdiki İstiklal Caddesi üzerinde yokuştan hemen 10-15 metre inince sağdaydı).
29.1.1917’de Burdur’da depremde yıkılan Mevlevihane’nin tamiri için para ayrıldı.
Dr. Mehmet Şerif Korkut hatıralarında Burdur Mevlevihanesi’nden aldığı tavsiye mektubuyla  Konya İdadisine girebildiğini belirtir.

Dr. Mehmet Şerif Korkut,’^’ Tanıdıklarım, hayattan Çizgiler’’ isimli kitabında ( Ötüken Neşriyat)  Mevlevihane hakkında şunları yazmıştır:
‘Şu karşıdaki saat kulesinin biraz ötesinde Mevlana yokuşu başlar. Bu yokuşun sokağı da Mevlana sokağıdır. Yokuş biraz dikçedir de onun için araba inemez. Hatta at üstünde de gidilemez, atı yedeğe almak gerekir.  Sekiz on adım  aşağıda  ve sağda Mevlana (Mevlevihane)  binası bulunur. Buraya da  Burdur ağzınca, kısaltılmış olarak Mevlana derler.  Sokağın ve yokuşun adları da Mevlevihane’den  galat olarak Mevlana’dır.  Mevlana’nın  yani Mevlevihane’nin baş dervişi, senin (yazar kendini belirtiyor) deden, 78 yaşında rahmete kavuşmuş Hasip  dede idi. Doğu  dillerinde, bilgin ve faziletli bir zat olarak tanınan Hasip dede aynı zamanda büyük bir musiki üstadı idi. Onun içindir ki çocukluğumda  kendisine hürmetimi çekmiş olan bu zatı baba dostu  oluşundan dolayı da hayatını takip etmek ve tanımak zevkini ayrıca  duydum.’’ 8 Mevlana Yokuşunda (bu yokuşun şimdiki adı İstiklal Caddesidir ve Ulucami’den çay yoluna inen, Aykon (şimdi  adı Oskar) Sineması yokuşuna paralel sokaktır) bulunan Mevlihane’de bulunan Neyzen Hasip Dede 15 yıl kadar Burdur’da kalmış ve alaturka musikinin notasını ve usulünü Burdur’a ilk defa getirmiştir, 9  Yazarın notu).  KAYNAK: METİN ÖZATA, İLKÇAĞLARDAN KURTULUŞ SAVAŞINA BURDUR TARİHİ, Umay yayınları, 2009
Sadık Akdemir ise 1. Burdur Sempozyumunda  ‘’Osmanlı Arşiv Belgeleri Işığında Burdur’daki Vakıf Hizmetleri’’ isimli bildirisinde Burdur Mevlevihanesi ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedir:



‘’Ulu Cami’nin kıble tarafına düşen ve biraz daha aşağı kısmında yer alan Mevlevîhâne’den günümüze hiçbir eser kalmamıştır. Tamamen yıkılıp yok olmuştur. 1800 yılında Mevlevî Tekkesi şeyhi Hacı Ali Efendi dersaâdete yazmış olduğu bir arzda,  mevlevîhânenin kayıtlı  herhangi bir  geliri olmadığından dervişlerin  geçimlerini sağlayabilmeleri için Alanya Gümrüğü ve cizye gelirlerinden tekkeye para aktarılmasını talep etmiştir. Bunun üzerine 1801 yılından geçerli olmak üzere Alanya Gümrüğü’nden 18 sağ akçe tahsis edilmesi sağlanmıştır.
1855 tarihli bir kayıtta da mevlevîhânenin taâmiyesinin artırılması ile ilgili bilgiler bulunmaktadır. Mevlevî tekkesine gelip giden fakir, fukara ve dervişlerin yiyip içmeleri için taâmiye ismiyle mevlevîhâneye 150 guruş para tahsis edilmişti. Ancak zamanla bu para yetmediği için Postnişin Şeyh Mehmed Efendi Meclis-i Vâlâ’ya bir tezkire sunarak taâmiyenin 450 guruş daha artırılarak 600 guruşa çıkarılmasını talep etmiştir. Burdur Mevlevîhânesi’nin taâmiyesine 450 guruş zam yapıldıktan bir müddet sonra, evkaf idaresince taâmiyeler üzerine tenzilata gidilmiştir. Bu mevlevîhânenin tenzilatı da sehven 300 guruşa düşürülmüştür. 1894 tarihinde de bu işlemi düzeltilerek yeniden 450 guruşa çıkarılması arz ve talep edilmiştir.
1857 tarihinde de Mevlevîhânenin eskiyen, yıkılan ve harap olan kısımlarını tamir için 12000 guruş masraf tespit edilmiştir. Ayrıca Şeyh Kalender Efendi’ye de Mevlevîhâne yanına harem dairesi yapılması öngörülmüş, bunun için de 3500 guruşa ihtiyaç olduğu belirtilmiştir.

Mevlevîhâne ile ilgili son belgemizde şu bilgiler yer almaktadır; 1914 depreminde burası tamamen yıkılıp harap olmuştur. O sıralarda Şam’da gönüllü Mevlevî Taburu’nda görevli bulunan Burdur Mevlevi Şeyhi Fehmi Dede Efendi dergâhın, selamlığın ve harem dairesinin yeniden inşa edilebilmesi için 200000 guruşa ihtiyaç olduğu ve bu paranın hazinece karşılanmasını istirham etmiştir. Ayrıca Burdur Sancağı Meclis İdaresi’nce de gerekli harita ve keşif varakasının gönderildiği belirtilmiştir. Yine elimizdeki bu vesikaya göre Burdur Mevlevîhânesi, Padişah Abdülmecid’in hayrât-ı seniyyeleri olarak tabir edilmektedir.’’


İlk postnişin Mehmet Fedayi Dede (1492-1577) Mevlevihaneyi yaptırır. Son postnişin Şeyh Fehmi Dede (1879-1916)

Sebahattin Akkaya (Burdur Belediyesi Eski Başkanı) :  Mevlevihane 16.YY. ın ortalarına doğru Mehmet Fedayi Dede tarafından yaptırılmıştır.Yanan bu Mevlevihane 1592 de tekrar imar edilmiştir. Yönetimlerce gelirler aktarılan bu Mevlevihane uzun yıllar faaliyetine devam etmiştir. 1914 Depreminde tamamen yıkılmış, 1916 yılında Burdur Sancağı Meclisince plan ve projesi yaptırılarak hazineden yardım talebinde bulunulmuştur. Ancak harp ve ekonomik nedenlerden dolayı proje gerçekleştirilememiştir. Mescid,haremlik,selamlık,dergah,abdesthane,mutfak ve bahçe gibi bölümleri bulunan bu proje Sadaret evraklarından olup bugün Başbakanlık arşivleri arasındadır.(Proje alt yola kadar kapsamlı)
Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasıyla harabe halindeki Mevlevihane arsa olarak satılmıştır. Üzerine yapılan ev ve fırının yanmasıyla tekrar ören haline dönüşmüştür. Belediye olarak sahiplerinin görüşünü alarak bir düzenleme yapmış bulunuyoruz.