30 Ekim 2014 Perşembe

OSMANLI MECLİSİ 1908 BURDUR MEBUSU ÖMER LÜTFİ EFENDİNİN SAFRANBOLU’DA İKEN KUVAYİ MİLLİYE ALEYHİNE FAALİYETİ VE İNTİHAR ETMESİ

Foto: İleri gazetesi  8 Ocak 1923 tarihli haberi (Atilla Oral arşivi)




OSMANLI MECLİSİ 1908  BURDUR MEBUSU ÖMER LÜTFİ EFENDİNİN  SAFRANBOLU’DA İKEN   KUVAYİ MİLLİYE ALEYHİNE FAALİYETİ VE İNTİHAR ETMESİ


Ömer Lütfi hakkında rahmetli Prof Dr Abdülkerim Abdülkadiroğlu 1. Burdur Sempozyumunda sunduğu bildirisinde şu  detaylı bilgileri vermiştir:
‘’Burdur müderrislerinden Hasan Tahsin Efendi’nin oğlu olarak Zilka’de 1289 / Ocak 1873’te Burdur’un Hacı Ömer Mahallesinde doğdu. Cami-i Kebir Mektebinde hafızlığını da tamamlayıp rüşdiye öğrenimine başladı. Bu okulun üçüncü sınıfında iken 1305/1887’de okulu terk ederek İstanbul’a geldi. Fatih Bahr-i Sefid Tetimme-i Rabi’a Medresesi’ne yerleşti ve Burdurlu Dervişzâde Hafız Mustafa Efendi’nin derslerine devam etti. Bu dersleri tamamlayarak 1319/1901’de icâzet aldı. Mayıs 1315/ Mayıs-Haziran 1899’da yapılan Mekteb-i Kuzat imtihanında başarı göstererek buraya kaydolundu. Dört yılda buradaki eğitimi tamamlayarak 4.sınıf ehliyetnâmesi ile mezun oldu. Mart 1319/ Mart-Nisan 1903 tarihinde Lapseki niyâbetine tayin edildi. Şubat 1320 / Şubat-Mart 1905 tarihine kadar bu görevde kaldığı süre içinde bir taraftan da Bidâyet Mahkemesi Reisliği’ni de deruhte etti. Haziran 1321/ Haziran- Temmuz 1905’den Mayıs 1323/ Mayıs-Haziran 1907’ ye kadar Mürefte ve Ağustos 1323/Ağustos-Eylül 1907’den Teşrin-i evvel 1324/ Ekim-Kasım 1908 tarihine kadar İncesu Nâibliğinde bulundu. Cemâziyelâhir 1319 / Eylül-Ekim 1901’de gümüş liyâkat madalyası verildi. Cemâziyelâhir 1321 / Ağustos-Eylül 1903’de İbtidâ-i Hariç Bursa müderrisliği uhdesine verildi.
4 Teşrin-i evvel 1324/17 Ekim 1908 tarihinde Burdur Livası Mebûsu seçildi ve 4 Kanûn-ı evvel/17 Aralık 1908’de toplanan Meclis-i Mebûsan ile göreve başladı ve fesih tarihi olan 5 Kanûn-ı sânî 1327/18 Ocak 1912’ ye kadar Burdur Mebûsu olarak hizmet etti. 28 Temmuz 1332/10.8.1916 tarihinde Safranbolu Kadısı oldu. Osmanlı Hükûmeti tarafından neşredilen fetva ve beyannamenin lehinde hareketle Kuvâ-yı Milliye aleyhinde bulundu ve Kuvâ-yı Milliye’nin 30 Nisan 1336 (Ay 29 çektiği için 1 Mayıs 1336 olmalı) /1.3.1920‘de Safranbolu’ya hücum etmeleri üzerine, görev yerini terk ederek Zonguldak/ Kozlu yolunu takip edip İstanbul’a ulaştı. Safranbolu Kaymakamı ve ilçenin önde gelenleri ile ilçeyi terke mecbur olan Ömer Lütfi Efendi 6 Eylül 1336/6.7.1920 tarihinde Medresetü’l-Kuzat müdürü oldu. Bu görevi yaptığı dönemde Boğaz’da Büyükdere’deki evinde 5 Kanûn-ı sânî / Ocak 1923’de intihar ederek hayatına son verdi. Bu hususta 6 Ocak 1339/6.11.1923 tarihli Akşam Gazetesi’nde bir haber olduğu kayıtlıdır.  Adı geçenin  intiharı ve ölümü  keyfiyeti hakkında,  bir kaç kelime  de olsa,  bilgi bulacağımız düşüncesiyle, bu tarihli Akşam Gazetesi’ni incelemek isteyerek Ankara Millî Kütüphane süreli yayınlarına baktıksa da bulamadık. Türk Tarih Kurum koleksiyonunun bu gazete için başlama tarihi, anılan tarihten birkaç sene sonrası idi. Türkiye Büyük Millet Meclisi arşivine gittik. Orada gazeteyi bulduksa da aksi bir tesadüf eseri olarak yirmi günlük bir eksikliği vardı ve aradığımız günlü nüsha da o günlerden birine denk geliyordu. Böylece maalesef isteğimize kavuşamadık. Sağlam bir eğitim almış ve önemli görevlerde bulunmuş birinin intiharı bir sır olarak kalmıştır. TBMM Arşiv Müdürlüğü’nde 153 sicil, 16 Zarf ve 519 Sıra numaralı zarfında da işimize yarar fazla bir şey bulamadık. Zarfında bulunan evrakın fotokopilerini ekliyoruz.’’
KAYNAK:  Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Son Devir Burdurlu Osmanlı Alimleri ve Devlet Arşivlerinde Burdur. 1. Burdur Sempozyumu, 2005

SABIK BURDUR MEBUSU ÖMER LÜTFİ'NİN İNTİHARI HABERİ . İLERİ GAZETESİ 1923 KAYNAK: ATİLLA ORAL ARŞİVİ
Sabık Burdur Mebusu'nun intiharı
Sabık Burdur Mebusu ve Medreset-ül-kadat Müdürü Ömer Lütfü Bey evvelki
gün hanesinde vaktiyle Hükümeti Milliyemize muhalefet ettiğinden
müteessiren ve salben intihar eylemiştir.
Sarıyer'de Türbe Sokağı'nda 53 Numaralı hanede müsteciren sakin
Medreset-ül-kadat Müdürü ve Burdur Mebusu sabıkı Ömer Lütfü Bey bin
Tahsin Efendi evvelki gün hanesinde salben intihar eylemiştir. Hadisei
intihar, Beyoğlu Müddei Umumiliği ile Zabıta tababetine bildirilmiş ve
icra edilen tahkikat neticesinde mumaileyhin esbabı intiharı hakkında
atideki tafsilat elde edilmiştir:
Mültehar Ömer Lütfü Bey, bundan üç sene evvel Safranbolu'da kadı iken
o zaman yeni teşekkül etmeye başlayan Kuva-yı Milliye'ye muhalefet
etmek ve Kuva-yı Milliye rüesası aleyhinde Damat Ferit Hükümeti'nce
istidar edilen fetvayı Anadolu'da neşir ve tamime çalışmakla
tanınmıştır. Ahaliyi Mücadeleî Milliye aleyhine tahrik etmek istediği
ve Zegefranbolu, Geyve, Düzce'de ve Bolu Sancağı'nda Kuva-yı
Milliye'nin teşkil eylemesine çalıştığı anlaşıldığından sabık kadı
aleyhine mahiyetinde bir husumet başlamıştır.
Anadolu'daki son muzafferiyat-ı muazzama, münteciren derin bir yeis ve
tesire düşmesini badi olmuş ve tuttuğu yolun ne kadar mühellik ve feci
olduğunu iş işten geçtikten sonra anlayarak derununda bir azab-ı
vicdani his eylemeye başlamıştır.
Bilhassa, Medreset-ül kadat-ı Müdüriye'nin, Mücadele-i Milliye'ye
muhalefet demek olan mülsebikini bilenler, öteden beri kendine karşı
beslemekte oldukları husumeti artık alenen izhardan hali kalmayınca bu
günahkar adam hanesinden dışarı çıkamamaya ve odasında yeis ve
teessürle pençeleşmeye başlamıştır. Sabık kadı nihayet günün birinde
bu teessürün mağlubu oldu. Geçen Cumartesi günü saat altıda ailesinin
evde bulunmamasından bilistifade hayatına hatme çekmek ve bu suretle
günahlarını da maziye karıştırmak istedi. Evvela, yazı masasına
oturarak ailesine hitaben son mektubunu yazdı.
Ömer Lütfü Bey, bu mektubunda günahlarını tamamıyla itiraf ediyor. Ve
diyor ki: "Ben günahkarım, arkamda dul ve yetim bıraktığım ailem beni
affetsin, biliyorum, Allah'ın insanlara en büyük mevhibesi olan hayata
nihayet vermek şüphesiz en büyük bir günahtır. Fakat biliyor musunuz
ki, ben çoktan beri ölümün bana yaklaştığını biliyorum.
Belki bir saat sonra beni, odanın ortasında sallanmış bulacaksınız. Bu
feci akıbeti ben kendi elimle hazırladım ve bunun kurbanı nefsimdir."
Mektubun bundan sonraki aksamı, ailesine hitaben yazılmış bir takım
vasiyetleri ihtiva ediyor. Ömer Lütfü Bey, mektubu yazıp bitirdikten
sonra yatak odasında evvelce duvara çakılmış olan bir çiviye çamaşır
ipini takmış ve bu ipi boğazına geçirmek suretiyle maasiyetkar
hayatına kat'i bir hatime çekmiştir.
Zabıta icra ettiği tahkikattan bunun intihar olduğuna kanaat hasıl
etmiş ve cesedin bil muayene defnine ruhsat verilmiştir.
İleri gazetesi, 8 Ocak 1923, s.3