26 Ekim 2014 Pazar

BURDUR'DA GÜLYAĞI VE GÜLCÜLÜK

Fotodaki kişi Burdurlu Durmuş Şavlı  Gül Yağı Çıkarırken   FOTO: Hamdiye Şavlı Fakı'ya aittir.


KAZIM BEKTEŞERİN ANLATIMIYLA  BURDUR'DA GÜL YAĞI ÇIKARILMASI:
''yukarıdaki dövme bakırdan yapılmış kalaylı kaplara.
 İMBİK denir.
Gün doğmadan, üzerindeki çiğ kurumadan toplanan yeni açmış güller, su ile bu imbiklerin alt haznesinde kaynatılır. 
Oluşan buhar, imbiğin tepesindeki yuvarlak kısımın borusunun ( resimde gözükmüyor ) ucuna Buhar Hortumu bağlanır. 
Kaynayan sudaki gülyağını alan buhar, Buhar Hortumu vasıtasıyla, sürekli soğuk olan su kaynağı içinden geçirilir. 
Bu sırada, soğuyan buhar yoğunlaşır. Bu yoğunlaştırılmış ( Damıtılmış ) gülyağı içeren su, ağızları boru gibi , altları geniş cam şişelere alınır. 
Damıtılan gülyağılı su , dar ağızlı bu şişelerde dinlendirilir. Su yüzeyine çıkan gülyağı, büyük enjektör ( Şırınga ) ler ile titizlilikle suyun yüzünden alınarak , ham gülyağı elde edilmiş olur.
Gül suyu nun en makbulü, bu yağ altı ( İmbik altı ) adı verilen kısmıdır. Bu yağ altı gülsuyu, oldukça fazla gülyağı içerdiğinden, hem çok nefis kokar, hem de bayatlamaz, bozulmaz. 
Diğer elde edilen gülsularındaki gülyağı miktarı, eser miktarda olduğundan , zaman içerisinde bayatlar, bozulur ve ele sürülünce, beğenilmeyen ekşi ekşi bir koku oluşur. 
Çoğu kişi, hakiki yağ altı gülsuyunu hiç kullanmadıkları ve bulamadıkları için, 
- Ben gülsuyunu sevmem , diye, gülsuyu ikramını reddederler.
Halbuki, hakiki imbik altı suyu nun kokusu, dayanılmaz güzelliktedir.''


1305 hicri tarihli Konya Vilayeti Salnamesinde Burdur’da yedi adet gülyağı yağhanesi olduğu yazılıdır.

Kasabadan başlayıp göle kadar devam eden bağlar ve gülistanlar (gül bahçesi) vardır.

Burdur’da gülcülük 1894 yılında Yörükoğlu Mustafa Efendinin 2 dönüm gül bahçesi dikmesiyle başlamıştır.

1900 yıllarında gülcülük gelişir ve şehirde çok sayıda gülyağı imalathanesi kurulur. 


Rıza Erdem ise Burdur-1928 kitabında  şöyle der: ''Umumi Harpten önce yabancı ülkelere gül yağı ihracatı yapıldığından Burdur bağ arası ve birçok köyde gülistan (Gül bahçesi) oluşmuştu. Harp çıkması sonrası ihracat azalınca  8-10 sene gülcülük azaldı. Gülistan sahipleri güllüklerini sökerek tarla yaptılar. Harpten önce senede 125000 mısgal gülyağı ihraç edilirdi. 1928 yılında 25000 mısgala düşmüştür.''

Sayın Adnan Taraşlı'daki 1936 Burdur Andıcındaki Fotoğraf Gülyağı imalthanesini göstermekte.